Şanlıurfa Ve İlçeleri Kültürel Tanıtım Web Sitesi
  İbrahim Peygamber ve Şanlıurfa
 

Tek Tanrılı Dinler (Semavi Dinler) ve Şanlıurfa

Musevi, Hıristiyan ve İslâm peygamberlerinin atası olan Hz. İbrahim Şanlıurfa’da doğmuş, Nemrud ve halkının taptığı putlarla mücâdele ettiği için Şanlıurfa’da ateşe atılmıştır. Lut Peygamber amcası Hz. İbrahim’in ateşe atılışını görmüş ve daha sonra Şanlıurfa’dan ayrılmıştır. İbrahim Peygamber’in torunu ve İsrailoğullarının atası Yakub Peygamber Harran’da bulunmuş, Eyyub Peygamber Şanlıurfa’da hastalık çekmiş ve Şanlıurfa’da vefat etmiştir. Hz. Eyyub’u arayan Elyasa’ Peygamber O’nun yaşadığı köye kadar gelmiş, ancak göremeden orada vefat etmiştir. Şuayb Peygamber Harran’a 37 km. mesafedeki Şuayb Şehri’nde yaşamış, Musa Peygamber Şuayb Şehri yakınlarındaki Soğmatar’da Şuayb Peygamberle buluşmuştur. İsa Peygamber Şanlıurfa’yı kutsadığına dair bir mektubunu ve yüzünü sildiği mendile çıkan mûcizevi portresini (Hagion Mandilion) Şanlıurfa Kralı Abgar Ukkama’ya göndermiştir.

Bütün bunlardan dolayı Şanlıurfa “Peygamberler Şehri” ve “Kutsanmış Şehir” adlarıyla tanınmaktadır.

İbrahim Peygamber ve Şanlıurfa

Efsaneye göre, Nemrud bir gece rüyasında tahtının yıkıldığını ve hükümdârlığının sona erdiğini görür. Müneccimleri O’nun bu rüyasını “bu yıl bir çocuk doğacak, senin krallığına ve putperest dinine son verecek ve tek tanrılı dini getirecek” şeklinde yorumlar.

Bunun üzerine Nemrud, o yıl bütün hamile kadınların ve doğan çocukların öldürülmesini emreder. İbrahim’e hamile olan Nuna hamileliğini gizlemeyi başararak İbrahim’i bir mağarada gizlice doğurur. Bir rivayete göre 15 ay, diğer bir rivayete göre 7 sene bu mağarada gizlice yaşayan İbrahim baba evine döndü. Ancak, Allah’ın bir mucizesi olarak İbrahim yaşının çok üzerinde bir delikanlı görünümünde idi. Hiç kimse O’nun Nemrud’un çocukları öldürdüğü yıllarda doğmuş olabileceğini düşünmüyordu.

Politeist inanca sahip Babillerde gök cisimlerinin tanrısal gücü olduğuna inanılıyor ve gök cisimlerini sembolize eden insan şeklindeki heykellere tapınılıyordu. İbrahim, Nemrud ve halkının taptığı bu putlara bakarak “Ey kavmim, bu gördükleriniz ve taptığınız putlar hep yok olan varlıklardır. Ben bunlara Allah diyemem. Allah; yerleri, gökleri ve kainatta var olan her şeyi yaratandır” diyerek insanları gerçek Allah’a ibâdet etmeye çağırdı. Putları kırıp parçalamaya başladı. (1994 yılında Balıklıgöl çevre düzenleme projesi harfiyatında bulunan ve Şanlıurfa Müzesi’ne götürülen gözleri obsidiyenli kalker heykelin Neolitik Çağ ya da Hz. İbrahim dönemine ait bir tanrı heykeli olduğu tahmin edilmektedir). Bunun üzerine Kral Nemrud İbrahim’i yakalatarak bugünkü Şanlıurfa Kalesi’nin bulunduğu tepeden aşağıda yaktırdığı büyük ateşe attı. O sırada Allah tarafından ateşe “Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selamet ol” emri verildi. Bunun üzerine ateş su (Halil-ür Rahman Gölü-Balıklıgöl), odunlar da balık oldu. Hz. İbrahim salimen bir gül bahçesinin içerisine düştü. Allah sevgili kulu ve peygamberi Hz. İbrahim’i bir mûcize olarak korumuş ve yakmamıştı.

Rivayete göre Nemrud’un kızı Zeliha’da İbrahim’e inandığı için kendini O’nun peşinden ateşe attı ve düştüğü yerde “Ayn-ı Zeliha” gölü oluştu.

Hz. İbrahim’in doğduğu mağara, O’nun ve Zeliha’nın düştüğü yerde oluşan Halil-ür Rahman (Balıklıgöl) ve Aynzeliha gölleri şehir merkezinde olup her yıl onbinlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir. Her iki göldeki balıklar kutsal kabul edildiğinden yenilmemekte ve korunmaktadır.

Misafirleri çok seven ve misafirsiz sofraya oturmayan Hz. İbrahim’in bu özelliği adeta günümüzdeki Şanlıurfalılara da yansımıştır. Zira, Şanlıurfalılar misafir ve ikram sevme özellikleriyle turistlerin büyük ölçüde takdirini kazanmışlardır.

Hz. İbrahim Şanlıurfa’dan Hicaz’a giderken bir süre Harran’da kalmış, bu nedenle Harran’a “İbrahim’in Şehri” denilmektedir. Bazı tarihi kaynaklar Harran’da İbrahim Peygamber’in evinin ve mescidinin bulunduğu, O’nun otururken yaslandığı bir taşın mevcut olduğunu yazmaktadır.

Hz. İbrahim birinci evliliğini Sara ile Akçakale İlçesi yakınlarındaki su kaynağında yapmış ve bu evlilikten İshak adında bir oğlu olmuştur. Bu nedenle günümüzde bu su kaynağına “Düğün Gözü-Düğün Pınarı” anlamına gelen Ayn El-Arus denilmektedir. İkinci evliliğini Hacer ile yapan Hz. İbrahim’in bu evlilikten de İsmail adında bir erkek çocuğu olmuştur. Hz. İshak’ın soyundan Hz. Yakub ve İsrailoğullarına gönderilen birçok peygamber (Hz. Yusuf, Hz. Musa, Hz. Harun) gelmiştir. Hz. Hacer’den doğan Hz. İsmail’in soyundan ise İslâm Peygamberi Hz. Muhammed (a.s.) gelmiştir. Bunun içindir ki Hz. İbrahim peygamberlerin atası olarak bilinmektedir.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol