Şanlıurfa Ve İlçeleri Kültürel Tanıtım Web Sitesi
  Şanlıurfa Turizm
 

Şanlıurfa Turizmi

 

HARRAN EVLERİ

Harran’ın turistler tarafından en çok ilgi çeken yanı, küllah biçimindeki konik tipi evleridir. Harran denilince hemen bu evler akla gelir. Harran evlerinin oluşturduğu ilginç mimari dokuya dünyanın hiçbir yerinde rastlanılmamaktadır. Harran harabelerindeki antik mimari kalıntılardan toplanan tuğlalarla köylüler tarafından yapılan bu evler, kare bir alanın üzerini örten küllah biçiminde bir kubbeden oluşmaktadır. Yanyana gelen tek kubbeler iç kısımda kemerlerle birbirine bağlanmış ve içeride geniş bir oturma mekanı elde edilmiştir. Bölgenin iklimine uyumlu olan bu evler yazın serin kışın ise sıcaktır.

Harran’ın bu evlerinde tavukların daha çok yumurtladığı, at gibi bazı hayvanların daha uysal olduğu, kuru soğanların daha çabuk filizlendiği, yiyeceklerin bozulmadığı halk arasında söylenmektedir.

ŞEHİR SURLARI

Harran’ı çevreleyen, yaklaşık 4 km. uzunluğundaki şehir surları, bugün görülebilir bir şekilde ayakta durmaktadır. 187 adet burcu bulunan surların, batıda Halep Kapısı, kuzeyde Anadolu Kapısı, doğuda Aslanlı Kapı, Musul Kapısı ve Bağdat Kapısı, güneyde Rakka Kapısı olmak üzere toplam altı kapısı vardır. Bu kapılardan Halep Kapısı ayakta olup diğerleri yıkılmıştır.

HARRAN KALESİ

Kentin güneydoğusunda yer alan Harran Kalesi şehir surlarına bitişik olarak inşa edilmiştir. Çeşitli dönemlerde hükümdarlık sarayı olarak kullanılan üç katlı kale yer yer  yıkılmış bir durumdadır. 1059 yılında İslam devletlerinden Fatimiler tarafından restore edilerek yenilenen Harran Kalesi’nin esas inşa tarihi bilinmemektedir.

HARRAN ULU CAMİ

 

Harran Höyüğünün kuzeydoğu eteğinde yer alan Ulu Cami, Emevi Hükümdarı II. Mervan tarafından 744-750 yılları arasında yaptırılmıştır. Bazı kaynaklarda “Cami-el Firdevs” (Cennet Cami) veya “Cuma Camii” olarak ta geçer. Harran Ulu Cami Anadolu’nun en eski, en büyük ve en zengin taş süslemeli camisidir.

Mihraba paralel üç sütun sırayla dört sahına ayrılmış olan cami kubbesinin bulunmadığı, üzerinin tamamen ahşap çatıyla örtülü olduğu bir yangın neticesinde bu örtünün çöktüğü arkeolojik kazılardan elde edilen buluntulardan anlaşılmıştır.

Bugün caminin kitabeli doğu duvarı, kıble duvarı, mihrabı, cami iç mekanına giren orta kemeri ve kare gövdeli minaresi ayaktadır. Zengin taş süslemeli çok sayıdaki sütun başlığı ve kemer taşları gibi mimari parçalar caminin kalıntıları arasındadır.

ŞEYH HAYAT-EL HARRANİ TÜRBESİ VE CAMİİ

Şeyh Hayat-el Harrani 12. Yüzyılda yaşamış İslam’ın ermiş ve alimlerindendir. MS 1185 tarihinde Harran’da vefat edince türbesi 1195 tarihinde Harran surlarının kuzeybatı tarafında ve sur dışındaki mezarlığa inşa edilmiştir. Türbe çok sayıda ziyaretçi çekmektedir. Hz. İbrahim’in babası Azer (Tarah)’in de buraya defnedildiği söylenmektedir. Türbenin güneyine bitişik olarak camii bulunmaktadır.

HARRAN HÖYÜĞÜ

Harran kentinin ortasında yer alan höyükte, ilk arkeolojik araştırmalara 1951 yılında Türk-İngiliz ortak çalışmalarıyla başlanmıştır. O tarihten 1983 yılına kadar bu tarihi kent arkeologların gözünden ırak olmuştur.

1983 yılında arkeolog Dr. Nurettin Yardımcı başkanlığındaki bir heyetle arkeolojik kazılara yeniden başlanmıştır. Harran Höyüğünde MÖ III. Binden MS 13. Yüzyıla kadar çeşitli buluntulara rastlanmıştır. Bu buluntular içerisinde en önemlisi Babil Kralı Nabonid dönemine ait olan çivi yazılı keramik parçalardır. Bu keramiklerde Kral Nabonid’den ve Harran’daki Sin Mabedinden bahsedilmektedir. Kazılar halen devam etmekte olup bulunan eserler Şanlıurfa müzesinde teşhir edilmektedir.

HAN-EL BA’BÜR KERVANSARAYI

Eyyübiler dönemine ait olan bu kervansaray Harran ören yerinin 20 km. doğusundaki Göktaş köyünde bulunmaktadır. Yolu şose olup otomobil ve otobüsle gidilebilir.

Tamamı 65x66 m.lik bir alan üzerinde inşa edilmiştir. Kervansaray’ın kuzey cephesindeki portal kitabesinde 1128-1129 tarihindeki El Hac Hüsameddin Ali Bey İmad Bin İsa tarafından yaptırıldığı yazılıdır.

Ticaret kervanlarının konaklaması için inşa edilmiş olan Han-el S Ba’rür, klasik Selçuklu kervansarayları planlarındandır. Giriş eyvanının sağında mescit, solunda muhafız odası bulunur. Kare avlunun etrafı ahırlar, kışlık ve yazlık odalarla çevrilmiştir. Kuzey batı köşesinde ise hamam bulunmaktadır.

Düzgün kesme taşlardan bir kale görümünde inşa edilmiş olan bu tarihi yapı günümüzde harap bir durumdadır.

ŞUAYB ŞEHRİ HARABELERİ

Harran’a 45 km, Han-el Ba’rür Kervansarayına 25 km mesafede tarihi bir kent kalıntısıdır. Yolu şosedir, otobüsle gidilebilir.

Buradaki yüzlerce kaya mezarı üzerine kesme taşlardan yapılar inşa edilmiştir. Bu yapıların bazı duvar ve temel kalıntıları günümüze kadar gelebilmiştir. Oldukça geniş bir alana yayılan bu tarihi kentin etrafı yer yer izleri görülebilen surlarla çevrilidir.

Şuayb Şehri harabeleri arasında bir mağara ev, Şuayb Peygamberin makamı olarak çok sayıda ziyaretçi çekmektedir.

SOĞMATAR HARABELERİ

Harran’a 60 km, Şuayb Şehri’ne 15 km uzaklıktadır. Yolu şosedir. Otomobil ve otobüsle gidilebilir. Soğmatar’da bir höyük ve bunun üzerinde MS II. Yüzyıla ait kalenin duvar ve burç kalıntıları ile köy içerisinde tapınak kalıntıları bulunmaktadır.

Kökü Harran Sin kültürüne dayanan Sabiizmin ve baştanrı Marilaha’nın kültür merkezi olduğu bilinen Soğmatar ören yerinin en önemli kalıntısı baştanrı ve mukaddes gezegenlere ibadet edilerek kurban kesilen açık hava mabedidir.Kayadan oyma diğer bir mağara mabedin duvarlarında o dönemden kalma yazılar ve gezegenleri tasvir eden insan rölyefleri bulunmaktadır. Ayrıca kalenin batısında bulunan açık hava mabedi üzerindeki kayalarda tanrıları tasvir eden insan rölyefleri ve yazıları işlenmiştir.

EYYÜB NEBİ KÖYÜ VE EYYÜP PEYGAMBER TÜRBESİ

Soğmatar’dan Urfa-Mardin yoluna çıkar.  Viranşehir’e 5 km kala kuzeye sapılır. Buradan 15 km asfalt yol ile Eyyüp Nebi Köyü’ne ulaşılır. Burada Eyyüp Peygamberin Türbesi, Hanımı Hz. Rahime Türbesi ve Hz. Elyasa Peygamber türbesi bulunmaktadır. Türbeler bakımsız ve harap bir haldeyken 1992 yılın Şanlıurfa Valiliği tarafından başlatılan restorasyonlarla tümüyle yeniden inşa edilmiştir.

AYN-EL ARUS

“Düğün Pınarı” anlamına gelen bir su kaynağı ve gölcüktür. Urfa’nın 50 km güneyinde, Harran’ın 20 km güney batısında, Akçakale ilçesindedir. Yolu asfalttır. Yarısı Türkiye’de diğer yarısı Suriye’de kalmış olan bu su kaynağı vaha görünümündedir. Hz. İbrahim ile Sara Halep’e geçerken bu konaklama yerinde evlenmişlerdir. Bu nedenle buraya düğün gözü anlamında Ayn-el Arus denilerek halka arasında anlatıla gelmiştir. Gölün bir diğer adı ise “Ayn Halil-ür Rahman”dır. Bu da Halil-ür Rahman kaynağı ve gözü demektir.

SİT ALANLARI

İlimiz, kültürel değerler bakımından büyük bir zenginlik arzetmektedir. Kültürel miras olarak adlandırılan bu değerlerin korunması için ilk aşama tespit ve tescildir. Bu nedenle ilimiz merkez ilçe ve köylerinde 97 arkeolojik sit alanı tescil edilmiştir. Bu 97 arkeolojik sit alanının 92’si Harran Ovası’nda bulunan höyüklerdir. Diğer beşi de ilimiz merkez ile Birecik İlçesi ve Harran İlçesini kapsamaktadır.

Ayrıca bölgemizde bu arkeolojik sit alanlarının dışında Şanlıurfa, Harran ve Birecik merkezlerindeki yerleşim alanlarının bir bölümü kentsel sit olarak tescil edilmiştir. Yine ilimiz merkez ve Birecik İlçesi merkezinin bir kısmı da doğal sit alanı olarak koruma altına alınmıştır.

Şanlıurfa Şebeke Mevkii, Kurtuluş Savaşı nedeniyle tarihi sit alanı olarak tescil edilmiş bulunmaktadır.

Sonuç olarak 97 arkeolojik sit, 3 kentsel sit, 1 tarihi sit, 2 doğal sit alanı olmak üzere toplam 103 sit alanımız koruma altına alınmıştır.

İlimiz merkez ve Birecik İlçesi merkezinde toplam 306 adet taşınmaz kültür varlıkları tescil edilmiş ve bunların 1’i askeri yapı, 27’si dinsel ve kültürel yapılar ve 278’i de sivil mimarlık örneklerini içermektedirler.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol