Şanlıurfa Ve İlçeleri Kültürel Tanıtım Web Sitesi
  Yakub Peygamber ve Şanlıurfa
 

Yakub Peygamber ve Şanlıurfa

İbrahim Peygamber’in torunu olan Yakub Peygamber’in babası İshak Peygamber, annesi Rebeka’dır. Yakub’a kin besleyen kardeşi İys (Esav) O’nu öldürmeyi tasarlıyordu. Esav’ın bu niyetini duyan anne Rebeka, oğlu Yakub’a kaçmasını söyledi. Yakub, dayısı Laban’ın kaldığı Harran’a geldi. Burada bir kuyunun başında çobanlarla sohbet ederken dayısı kızı Rahel babasının koyunlarını suvarmaya getirmişti. Yakub dayısı kızı Rahel’i görünce, kuyunun ağzındaki taşı kaldırdı ve dayısının koyunlarını suvardı. Sonra Rahel’i öptü ve O’na halası Rebeka’nın oğlu olduğunu söyledi.

Yakub Harran’da bir ay dayısının yanında kaldı. Laban Yakub’a, ücretsiz hizmet olmayacağını, hizmetine karşılık ne istediğini sordu. Yakub Laban’ın küçük kızı Rahel’i istedi. Ancak Laban, bunun için 7 yıl hizmet etmesi gerektiğini söyledi. Yakub, Rahel’i o kadar çok seviyordu ki, bu yedi yıl göz açıp kapanıncaya kadar geçti. Bu süre sonunda Laban, bütün halkın davet edildiği bir ziyafet (düğün) verdi, ancak gece Rahel yerine O’nun ablası Lea’yı verdi. Yakub sabah olunca bunun farkına vardı. Laban bu davranışına gerekçe olarak büyük dururken küçük kızın evlendirilemeyeceğini gösterdi ve Yakub’a Rahel’i alabilmesi için 7 yıl daha hizmet etmesi şartını koştu. O dönemde henüz iki kardeşle evlenmek yasaklanmamıştı. Yakub bu şartı da yerine getirdi ve dayısına ikinci 7 yıl hizmetten sonra Rahel’i de eş olarak aldı. Yakub’un Lea ve Rahel’den ve onların cariyelerinden çok sayıda çocuğu oldu. Çocuklarından biri olan Yusuf en çok sevdiği eşi Rahel’den olmuştur.

Hz. Yakub’un Rahel ile karşılaştığında kaldırdığı kuyu taşının tılsımlı olduğuna inanılıyor ve bu taş Harran’da Hz. İbrahim Manastırı’nda saklanıyordu.

Hz. Yakub kuyusunun tılsımlı taşı için İslâm öncesine ait Süryânice bir kaynakta şöyle bir öykü anlatılmaktadır:

“Çocuğu olmayan İstanbullu bir hanım Harran’a gidecek bir tüccara Hz. Yakub kuyusunun tılsımlı taşından bir parça getirmesi ricasında bulunur. Harran’a gelip İstanbul’a dönen bu tüccara tılsımlı taş parçası sorulur. Fakat tüccar söz verdiği bu görevi unutmuştu. Hemen şehrin dışına giden tüccar bulduğu taştan bir parça kopararak onu ipek mendile sarıp kadına getirdi. Kadın hamile kaldı ve bir kız çocuğu oldu. Ancak kadın buna üzüldü ve tüccara “Eğer bana daha büyük bir parça getirseydin oğlum olurdu” diye sitemde bulundu. Tüccâr, “Kadına rasgele verdiğim bu taşın yerine gerçekten Yakub kuyusunun taşından bir parça getirmiş olsaydım belki de kadının birkaç çocuğu olacaktı” diye düşündü.

XVIII. yüzyıl sonlarında yayınlanmış bir seyahatnamede Harran’daki Hz. Yakub kuyusunun gravürüne yer verilmiştir. Bu kuyu, günümüzde, Harran şehir surlarının kuzey batı dışarısında ve Hayat el-Harrânî Türbesi’nin kuzeyinde yer almaktadır.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol